Marco Rubio liderliğindeki Cumhuriyetçi ABD’li senatörler, Honor’u kara listeye alması için Joe Biden’a seslendi.
ABD’nin uyguladığı yaptırımlar nedeniyle zor günler geçiren Huawei, aynı zamanda Google’ın akıllı telefonlara sunduğu hizmetlerden de mahrum bırakılmıştı.
Ardından Çinli şirket, ayakta kalabilmek için başarılı markası Honor’u satmak zorunda kalmıştı. Bu hamle ile birlikte Honor’un, Google ve Qualcomm gibi ABD’li şirketlerle iş birliği yapmasının önüne herhangi bir engel kalmadı.
BIDEN’A HONOR ÇAĞRISI
Cumhuriyetçi politikacılara göre Honor, Amerikan teknolojisi ve yazılımının Çin Komünist Partisi’nin eline geçmesini önlemeyi amaçlayan ABD ihracat kontrol politikalarından kurtulmak için Huawei’den bilerek ayrıldı. Bu nedenle Honor’un, hala ulusal güvenlik için bir tehdit oluşturduğu düşünülüyor.
Marco Rubio liderliğindeki Cumhuriyetçi ABD’li senatörler; Biden yönetimini, Huawei’nin eski birimi Honor’u kara listeye almaya çağırdı ve firmayı ulusal güvenliğe tehdit olarak nitelendirdi.
Rubio, Honor’u esasen Çin hükümetinin, ABD teknolojisine yeni sınırsız erişime sahip yan kolu olarak nitelendirdi.
Rubio, senatörler John Cornyn ve Rick Scott tarafından da imzalanan mektupta, Honor’un Kasım 2020’de Huawei’den ayrıldığını hatırlattı ve “Pekin, kritik bir Amerikan ihracat kontrolünden etkili bir şekilde kurtuldu.” dedi.
Huawei, bölünmenin ardından herhangi bir hisseye sahip olmayacağını veya Honor’un yönetimine dahil olmayacağını belirtmişti.
ÇİN, ABD HUAWEI’Yİ KARALIYOR
Washington’daki Çin Büyükelçiliği, ABD’nin suçlamalarını destekleyecek sağlam kanıtlar sunmadan Huawei’yi karalamaya devam ettiğini söyledi.
SON KARAR BIDEN’IN
Gelen bilgilere göre Pentagon ve ABD Enerji Bakanlığı, Honor’un faaliyetlerini sınırlamayı planlıyor. Ancak, Ticaret Bakanlığı ve hatta Dışişleri Bakanlığı buna karşı çıkıyor. Eğer herhangi bir fikir birliğine varılmazsa, nihai kararın ABD Başkanı Joe Biden tarafından verilmesi bekleniyor.
Yaptırıma karşı çıkanlar; Honor’un nükleer malzeme veya bileşen üretmediğini, 5G ağ altyapısı olmadığını ve cihazlarının ABD’de satılmadığını, bu nedenle herhangi bir yasağın gerekmeyeceğini savunuyor.
Ticaret Bakanlığı ve hatta Dışişleri Bakanlığı’na göre yaptırım kararı, Çin’i değil daha çok ABD ekonomisini olumsuz etkileyecek.
