1914 öncesi Osmanlı Türkçesindeki 5000 Fransızca kelime arasında en kolay tanıyabileceğiniz sözcüklerden biri pasaj kelimesidir. Pasajlar öncelikle Paris’te ortaya çıktı, bundan yarım asır sonra da İstanbul’u ele geçirdi. İstanbul pasajları; Fransız, İtalyan ve Osmanlı mimari tarzlarından ilham alır. Ne var ki Anadolu Pasajı’nın zincir mağazaların tehdidi altında olması, bu hazinelerin kentsel dönüşüme karşı nasıl kırılgan olabileceklerinin altını çiziyor. Hâlâ ziyaret edebiliyorken bu pasajları kesinlikle görmelisiniz.
Çiçek Pasajı
Yunan bankacı Hristaki Zografos Efendi, Beyoğlu pasajlarının en ünlüsü olan Çiçek Pasajı’nı, 1870 yılında yangınla yıkılan Naum Tiyatrosu’nun bulunduğu yere inşa ettirdi. Naum Tiyatrosu, sahnelenen İtalyan operaları nedeniyle İstanbul’un ve Avrupa’nın sayılı kültür merkezleri arasındaydı. Yangından sonra tiyatro binasından kalan arsa üzerine İtalyan mimar Cleanthy Zanno’nun tasarladığı pasajın içinde 24 dükkan olan bir çarşı ile 18 lüks apartman dairesi bulunan asıl adı Cité de Pera olan yeni tipte bir apartman yapıldı. Pasaj, Çiçek Pasajı ismini Beyoğlu’ndaki çiçekçilerin burada toplanması ile almıştır. Pasajın tepesindeki orta kubbe görkemli bir güzelliğe sahiptir. Gösterişli cephe mimarisine sahip Çiçek Pasajı halen Beyoğlu’nun en süslü binası olma özelliğine sahiptir. 1988’deki tadilattan bu yana pasaj meyhanelere ev sahipliği yapıyor. Genel olarak turistlerin uğrak noktası olan Çiçek Pasajı’na giderseniz Ceneviz Meyhanesi’ni öneririz.
İstiklal Caddesi No: 80, Beyoğlu
Hazzopulo Pasajı
Tipik bir Paris pasajının aksine bu pasaj camdan ziyade asmalar ve ağaç dallarıyla kaplı gibi görünür. Arnavut kaldırımlı zemin, İstiklal Caddesi’nden Meşrutiyet Caddesi’ne kadar uzanır. Pasajın orta avlusunda bulunan çay ocaklarında çay ve nargile içebilir, tavla oynayabilirsiniz. Pasajın adı, 1871’de pasajı açan Yunan Hacopulo ailesinden gelir. 140 yıllık Hazzopulo Pasajının ismi 1980’lerde Danışman, sonra da Han Geçidi olarak değiştirilmiştir. Pasaj, bir süre ünlü Osmanlı yazarı Ahmet Mithat Efendi ve Jön Türklerin uğrak yeri olmuş, Namık Kemal bu pasajda tutuklanmıştır. Mücevherlere, ikinci el kitaplara ve İstanbul temalı tişörtlere göz atmayı bitirdiğinizde Yirmibir Ocakbaşı’na oturabilir, uygun fiyatlı ciğer kebabının tadını çıkarabilirsiniz.
İstiklal Caddesi No: 116, Beyoğlu
Atlas Pasajı
Tıpkı modern alışveriş merkezleri gibi bu tarihi pasajların çoğu alışverişin yanı sıra eğlence de sunmak için tasarlanmışlardı. Örneğin Osmanlı mimarisinden izler taşıyan Atlas Pasajı, 1930’lu yıllarda Seyyan Hanım’ın ilk Türkçe tangoları seslendirdiği, Safiye Ayla’nın ilk defa sahneye çıktığı Mulen Ruj adlı gazinoya, 1948’den beri 1.860 kişilik kapasite ve 35 loca ile Beyoğlu’nun en büyük sinemalarından biri olan Atlas Sineması’na ve Küçük Sahne Devlet Tiyatrosu’na ev sahipliği yapmıştır. Tıpkı Çiçek Pasajı gibi bu pasajın orijinal binası da 1870 yangınında yıkılmış, ardından zemin kat at satıcıları için ahır hâline gelmişti. 1985’te bugünkü halini alan pasajda giyim, antika ve hediyelik eşya satışı yapan 44 mağaza bulunur. 2018-2020 arasında yenilenen binada Atlas Sineması eskisi gibi tek bir salon haline getirilmiş, İstanbul Sinema Müzesi açılmıştır.
İstiklal Caddesi No: 131, Beyoğlu
Aslıhan Pasajı
30 sahafın yani ikinci el kitapçının bulunduğu Türkiye’deki en büyük sahaflar çarşısı Aslıhan Pasajı’ndadır. Beyoğlu Sahaflar Çarşısı diye de bilinir. Eski kitap kokusuna bayılıyorsanız bu çarşı tam size göre demektir. Aslıhan Pasajı’nın iki katı da ikinci el kitap, dergi, çizgi roman ve posterlerle doludur. Her katta bulunan birbirinden değerli onlarca dükkân, Anadolu mitolojisinden tutun da ucuz kurgu kitaplara ve çağdaş sanata kadar her tür kitabı içeren bir kütüphane gibidir. Yolunuz düşerse üst katın girişteki Nar Sahaf’ı ziyaret etmenizi tavsiye edebiliriz. Nar Sahaf, Deniz ile Mehmet’in, nam-ı diğer Çöpçü Deniz ve Şişko Memet’in mekanı. Nar Sahaf sadece eski kitap meraklılarının değil koleksiyoncuların, efemera meraklılarının, nadir bulunan her şeyin peşin düşenlerin uğrak dükkanı. İyi kurcalarsanız UFO parçası bulmanız da mümkün olabilir.
Meşrutiyet Caddesi No: 10, Beyoğlu
Fransız Pasajı – Geçidi
Karaköy’deki Fransız Geçidi, Osmanlı dönemi boyunca Avrupalı tüccarların bu limandaki güçlü varlığını yansıtıyor. 1860’ta inşa edilen haç şeklindeki çarşı, harabe hâline gelmişti. Ardından 1992’de neoklasik akımıyla eski ihtişamına kavuştu. Alt katlar, eski kaptan Yasin Kalender’e ait Ops Passage da dâhil olmak üzere lüks kafe ve restoranlarla dolu. Geleneksel kahvaltıyı, taze deniz ürünlerini ve kadayıfı kesinlikle denemelisiniz. Hediyelik eşya arıyorsanız her şeyin kağıttan yapıldığı Kağıthane’yi mutlaka ziyaret edin ve eski okul defterlerinin yeni basımlarına göz atın.
Mumhane Caddesi, Beyoğlu